Bilim dünyası yanıtladı: Depremler, uçak kazalarını tetikliyor mu?

Bilim insanları, Japonya’da meydana gelen zelzeleler ve uçak kazaları ortasında bir temas olup olmadığını inceledi ve her iki olayın, kâfi deliller bulunamadığından birbirinden bağımsız olduğu sonucuna vardı.

2024 yılının birinci günlerinde Japonya, büyük bir sarsıntı ve akabinde meydana gelen uçak kazasıyla sarsıldı. 1 Ocak’ta Suzu kenti yakınlarında 7.5 büyüklüğünde bir zelzele yaşandı, bu zelzele tsunamiye yol açarak büyük yıkıma neden oldu ve 241 kişi hayatını kaybetti. Sonraki gün, Tokyo’daki Haneda Havalimanı’nda bir Japan Havayolları uçağı pistte diğer bir uçağa çarptı; bu kaza beş kişinin vefatıyla sonuçlandı.

Milliyet’in haberine nazaran, Bu iki felaketin akabinde, zelzeleler ve uçak kazaları ortasında potansiyel bir irtibat olup olmadığı tartışmaları gündeme geldi. Kimi teoriler, sarsıntı sonrasında meydana gelen manyetik dalgalanmaların uçak kazalarını tetikleyebileceğini öne sürdü. Lakin, bu savlar bilim insanları tarafından geniş çapta tartışıldı ve pek çok uzman bu iki olay tipi ortasında direkt bir ilişki olmadığını belirtti.

Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şerif Barış, Japonya’da meydana gelen zelzeleler ve uçak kazaları ortasında bir münasebet olup olmadığına dair bilimsel görüşlerini açıkladı. Barış, bu iki olayın birbirinden bağımsız olduğunu ve elektromanyetik dalgaların uçak kazalarını tetiklediğine dair bir bilimsel ispat bulunmadığını belirtti. Zelzelelerin yer kabuğunun derinliklerinde gerçekleşen doğal süreçler olduğunu ve uçak sistemlerini etkileyecek elektromanyetik dalgalar yaratmadığını vurguladı. Ayrıyeten, sarsıntılarla uçak kazalarını birbirine bağlamaya çalışan teorilerin, ekseriyetle zelzelelerin tabiatını anlamayan şahıslar tarafından ortaya atıldığını ve bu çeşit tezlerin aldatıcı olduğunu tabir etti.

Prof. Barış, gerçekte depremlerin ve uçak kazalarının çok farklı dinamiklere sahip olaylar olduğunu ve ortalarında direkt bir sebep-sonuç alakası kurmanın bilimsel olarak hakikat olmadığını söyledi. Doğal afetlerin ve teknik arızaların karıştırılmasının, bilhassa sarsıntıların tabiatını bilmeyenler tarafından yapılan bir kusur olduğunu tabir etti.