SON DAKİKA HABERİ: Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, başörtüsü ile ilgili Anayasa değişikliği çalışmasına ait, “Sayın Cumhurbaşkanımız çağrı yaptı; ‘referandum’. Şayet siz 400’ü geçen oy vermezseniz ‘360’ın üzerinde kalsın, referanduma gitsin’ derseniz, biz bundan çekinmeyiz. Referanduma da gideriz, bunu milletimize sorarız. Milletin hakemliği bizim için değerlidir. Millet ne derse başımız üstündedir” dedi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, televizyon programında soruları yanıtladı. Bozdağ, Anayasa değişikliği çalışmalarına değinerek, başörtüsü, aile ve çocuk hakları konusunda 2 unsurun değişeceğini söyledi.
Bozdağ, “CHP’nin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne verdiği teklif, temelinde bu sorunu şu anda olmayan sorunu tekrar sorun haline dönüştürecek bir yasal destek teşkil ediyor. Zira burada bir kere ortaöğretim ve yükseköğretimde okuyan öğrencileri bu teklif kapsamıyor. İkincisi kamu ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları dışında olan yerlerdeki bayanları da tam kapsamıyor. Hiçbirini kapsamıyor. Yani özel bölümü ve öteki alanı kapsamıyor. Üçüncüsü de kamu kurumu ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarında yalnızca bir mesleği icra eden bayanları kapsıyor. Şayet bir meslek icrası yoksa mesela mühendislik, hekimlik, avukatlık üzere bir meslek icra etmiyorsa, o vakit bunun kapsamı dışında kalıyor. Buraya baktığımız vakit kamu personellerinde ve öteki alanlarda pek çok kişi kapsam dışı kalıyor. Bunların ne kadar olduğunu da tam bilemiyoruz. İkincisi bu tam da yasaklayamıyor; ‘zorlayamaz’ diyor. Yani zorladığı vakit bunu bir müeyyidesi yok. Buradan hareketle pek çok yasağa daha evvel Anayasa destek oluşturmaz iken, rastgele bir yasa buna idari düzenleme ve uygulama yapması için yetki ve imkan tanımazken bu düzenleme bu açıdan yasakçı bir zihniyet geldiği vakit ona yasak koymak için yasal da destek oluşturmaktadır. Temelinde olmayan bir sorunu yasal teminat ile ‘bir daha hiç gündeme gelmesin’ fikriyle getirilen bir teklif; ama olmayan bir sorunu yasal destekli tekrar sıkıntıya dönüştürme kabiliyeti yüksek ve zati ortaöğretim ve yükseköğretimde tekrar başörtüsü yasağı konulmasına da hiçbir pürüz yok. Özel dalda de hiçbir pürüz yok. Meslek icra etmeyen bayanlar bakımından da kamuda hiçbir pürüz yok” dedi.
‘BAŞKANLIK SİSTEMİNİN DEĞİŞTİRİCİ GÜCÜDÜR’
Bozdağ, 50+1’in CHP’yi bu noktaya getirdiğine işaret ederek, “Çünkü 50+1 farklı zihniyetleri, fikirleri de birbirine yaklaştırmaya zorlama gücü var. 25, 30, 40 ile iktidar olamayınca, kendi sabit oyları yetmeyince karşıdan oy alacak. Nasıl olacak? İşte bu açıdan bir sebeple alacak. Bir sürü vatandaşlarımızın kanaatlerini etkilemek için bu istikamette teklifler gündeme getiriyorlar. ‘Biz değiştik’ diyor, ‘eskisi üzere değiliz’ diyor. Güzel bir şey bu. Başkanlık Sistemi’nin değiştirici gücüdür bu. Sayın Cumhurbaşkanımızın, muhalefetin bu ülkede neredeyse asra yakın değişmeyen kodlarını değiştirmeye başladığını da gösterir. Cumhurbaşkanımızı yenme ve onun bir daha kazanma korkusu onları eminim daha fazla mütedeyyin insanlara yaklaşmaya da zorlayacaktır. Bir yandan Cumhurbaşkanımızın liderlik muvaffakiyetleri ve çalışkanlığı, bu ülkeye kazandırdıkları, 20 yıldır yenilmez bir başpehlivan oluşu. Öte yandan da yeni sistemin 50+1 oy arayışı, Cumhuriyet Halk Partisi’ni böylesi bir değişime zorlamıştır. İnşallah bu değişim devam edecek CHP’de. CHP’nin zihniyetini AK Parti bulunduğu yerden ürettiği siyasetlerle değiştirmeye devam edecektir. Biz güzel ve olumlu bir değişim olarak görüyoruz. İnşallah kalıcı olur” sözlerini kullandı.
‘BUNUN HAKİKAT YERİ ANAYASA’NIN 24’ÜNCÜ MADDESİDİR’
Bozdağ, Anayasa değişikliği ile ilgili çalışma yaptıklarını belirterek, “Önce siyasilerle, küme liderimiz, lider vekillerimiz, genel lider yardımcılarımızdan hukukçu olan genel lider yardımcılarımız, Anayasa ve Adalet Komitesi Liderimiz katıldı. Gerisinden Anayasa hukuku uzmanı profesörlerle, akademisyenlerle bir ortaya geldik. Daha sonra kabinede bir sunum yaptım. Pek çok vatandaşlarımızdan teklif, teklif geldi. Onları kıymetlendirmek için yine bize müddet verildi. Biz onları da değerlendirdik. Sonra bu iki heyeti; hem siyasi hem uzman heyeti birlikte istişare yaptık. Milliyetçi Hareket Partisi’nden de Fethi Yıldız Bey bu toplantılara katıldı. Bir arada bu çalışmaları yürüttük. Ve nihayetinde şu karara varıldı bu çalışmalar sonrasında. Tek unsurda yapalım. Bunun yanlışsız yeri din ve vicdan hürriyetini düzenleyen Anayasa’nın 24’ncü maddesidir” dedi.
‘DÜZENLEME BAŞI AÇIK BAYANLARIN HAKLARINI DA KORUYACAK’
Bozdağ, bu düzenlemenin yalnızca başını örten bayanların değil, tıpkı vakitte başı açık olan bayanların da haklarını, hukuklarını koruyan ve ikisini de teminat altına alan bir düzenleme olacağını kaydederek, “Bizim çalışmamızda başı örtülü, başı açık hiçbir bayanın anayasadaki temel hak ve hürriyetleri kullanmasını engelleyemeyeceği, hiçbir koşula bağlanamayacağı çok açık ve net bir biçimde tabir ediliyor ve gerisinden da natürel başka bu dini inancı sebebiyle başını örten bayanlar yahut kıyafet tercihinde bulunanların temel hak ve hürriyetleri kullanması kamuya sunulan özel, vatandaşa sunulan özel ya da kamu tarafından hizmetlerden yararlanması ki; rastgele bir kısıtlamaya, engellemeye maruz kalmadan din ve vicdan hürriyetinin tam da anayasamızda ifadesi bulunan laiklik prensibinin teminatı altında özgürce kullanılmasını sağlayan ve hiç kimseye de bu alana müdahale yapma imkanı vermeyen; fakat hürriyeti teminat altına alma, daha aktif kullanma ve bunun engellenmesini tedbire noktasında devlete yasama, yürütme ve yargıya vazife veren bir düzenleme olacaktır. Ben eminim ki düzenleme Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından detayları kamuoyuyla paylaşıldıktan sonra büyük bir kabul görecektir. Şu anda farklı düşünse bile Cumhuriyet Halk Partisi’nin de ben bu düzenlemeye dayanak vermemek için fazlaca bir mazeret bulacağını işin doğrusu düşünmüyorum” dedi.
‘NASIL OY İSTEYECEKLER?’
Burada korunan pahaların, 85 milyon aziz milletin koruduğu bedellerin olduğunu aktaran Bakan Bozdağ, “Aile, bu aziz milletin paha verdiği şeydir. Artık ben metin ortaya çıktığı vakit, işin doğrusu şahsi görüşüm bu benim; başka partilerin buna karşı bir fazla argüman geliştireceğini düşünmüyorum. Tahminen ‘şurası şöyle olsun, daha âlâ olur’ diyebilirler; fakat toptan bir karşı duruş ortaya koymaları, ya bu milleti tanımamaları ya bu milletin neye kıymet verdiğinin farkında olmamaları ya da o pahalarla arbedeli oldukları manasına gelir. Doğal referanduma gittiği takdirde ben kahir ekseriyetle bunun kabulle neticeleneceğini düşünüyorum. Referanduma gitti. Nasıl propaganda yapacak? Bu ülkede inancı sebebiyle bayanların çalışmasına, eğitimine, siyasetine mani olunmasın; ‘biz pürüz olacağız, oy verin.’ Nasıl diyecekler? Milletten nasıl oy isteyecekler? Bunun referanduma gitmesini muhalefetin dilek edeceğini düşünmüyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız çağrı yaptı; ‘referandum.’ Şayet siz 400’ü geçen oy vermezseniz ‘360’ın üzerinde kalsın, referanduma gitsin’ derseniz biz bundan çekinmeyiz. Referanduma da gideriz, bunu milletimize sorarız. Milletin hakemliği bizim için değerlidir. Millet ne derse başımız üstündedir. Cumhurbaşkanımız milletin bu mevzudaki iradesini biliyor. Biz de biliyoruz. Temelinde herkes biliyor” dedi.
‘MUHALEFET REFERANDUMA GİDİŞİNE MÜSAADE VERMEYECEKTİR’
Bozdağ, referandumda CHP’li seçmenlerin dahi kıymetli bir kısmının ‘evet’ diyeceğinden emin olduğunu söyleyerek, “Yani kim ailenin korunmasına karşı çıkabilir? Kim insanların inancı sebebiyle, tercih ettiği kıyafet yüzünden temel hak ve hürriyetlerinden, eğitim hakkından, çalışma hakkından, siyaset yapma hakkından yoksun edilmesini, adil ve hakikat görebilir? Yani mümkün değil. Referandum, bu milleti, muhalefetin hiç tanımadığını ve Türkiye’de de hiçbir vakit iktidar olamayacaklarının somut göstergesi olur. Ben onun için muhalefetin referanduma bu işin gidişine müsaade vermeyeceğini düşünüyorum” tabirlerini kullandı.